Her cümlenin olmazsa olmazı olan fiilleri, İngilizce öğrenirken mutlaka bol bol çalışmalısınız ve öğrenmelisiniz. Diğer türlü cümle kuramazsınız ve iletişim gerçekleştiremezsiniz. Gündelik hayatta sıkça karşınıza çıkacak olan fiilleri ezberlemeli ve hem sözlü hem de yazılı olarak bolca çalışmalısınız. Kullanım alanlarını ve şekillerini doğru öğrenirseniz ancak düzgün bir İngilizce konuşabilirsiniz. Bolca video izlemelisiniz, kitap okumalısınız ve diyalog kurmalısınız. Bunun için, öncelikle fiillerin ne anlama geldiklerini öğrenmeli ve nasıl okunduklarını bilmelisiniz.
İngilizce’de sıklıkla kullanılan fiilleri anlamları ve okunuşlarıyla beraber sizler için listeledik.
İngilizcenizi ücretsiz olarak videolar ile geliştirmek için Engly uygulamasını hemen indirin;
İngilizce Fiiller Listesi
İngilizce Fiil | Okunuşu | Anlamı |
accept | ek-sept | kabul etmek, kabullenmek |
achieve | e-çiv | elde etmek, başarmak |
act | ekt | davranmak, hareket etmek |
add | ed | ilave etmek, eklemek |
admit | ed-mit | kabul etmek, itiraf etmek |
affect | a-fekt | etkilemek |
afford | e-ford | satın almaya parası yetmek |
agree | eg-ri | aynı fikirde olmak, katılmak |
aim | eym | amaçlamak, hedeflemek |
allow | e-lav | izin vermek |
answer | en-sır | cevap vermek, yanıtlamak |
appear | a-pi-ır | belirmek, görünmek |
apply | ep-lay | uygulamak, başvurmak |
argue | ar-gü | tartışmak, çekişmek |
arrange | a-reync | ayarlamak, düzenlemek |
arrive | e-rayv | varmak, ulaşmak |
ask | esk | sormak, istemek |
attack | a-tek | saldırmak |
avoid | e-voyd | kaçınmak, önlemek |
be | bi | olmak |
beat | biit | yenmek, vurmak |
become | bi-kam | olmak, dönüşmek |
begin | bi-gin | başlamak |
believe | bı-liv | inanmak |
bend | bend | eğilmek |
bet | bet | iddiaya girmek |
bid | bid | teklif vermek |
bite | bayt | ısırmak |
bleed | bı-liid | kanamak |
blow | bı-lov | üflemek |
break | bı-rek | kırılmak, (kurala) uymamak |
breed | bı-riid | üretmek, çoğaltmak |
bring | bı-ring | getirmek |
build | bild | inşa etmek, geliştirmek |
burn | börn | yanmak, yakmak |
burst | börst | patlamak, fırlamak |
buy | bay | satın almak |
call | kol | aramak |
catch | keç | yakalamak |
choose | çuuz | seçmek |
come | kam | gelmek |
cost | kost | mal olmak |
creep | kı-riip | ürkütmek |
cut | kat | kesmek |
damage | de-mıc | zarar vermek |
dance | dens | dans etmek |
deal | di-ıl | uğraşmak, çaresine bakmak |
decide | di-sayd | karar vermek |
deliver | dı-li-vır | teslim etmek |
demand | di-mend | talep etmek |
deny | di-nay | inkar etmek |
depend | di-pend | bağlı olmak, itimat etmek |
describe | dis-kı-rayb | tanımlamak, tarif etmek |
design | di-zayn | tasarlamak |
destroy | dis-tı-roy | imha etmek, yıkmak |
develop | di-va-lop | geliştirmek |
die | day | ölmek |
dig | dig | kazımak, eşelemek |
do | du | yapmak |
draw | dı-rov | çizmek |
dream | dı-riim | hayal kurmak, rüya görmek |
drink | dı-ring | içmek |
drive | dı-rayv | (araç) sürmek |
eat | iit | yemek |
end | end | sona ermek, son vermek |
enjoy | en-coy | zevk almak |
examine | eg-za-mın | incelemek, muayene etmek |
exist | eg-zist | var olmak |
expect | eks-pekt | ümit etmek, beklemek |
experience | eks-pi-ri-ıns | deneyim kazanmak |
explain | eks-pı-leyn | açıklamak, izah etmek |
express | eks-pı-res | ifade etmek, belli etmek |
fall | fol | düşmek |
feed | fiid | beslemek |
feel | fi-ıl | hissetmek |
fight | fayt | dövmek, dövüşmek |
find | faynd | bulmak |
fly | fı-lay | uçmak |
fold | fold | katlamak |
follow | fo-lov | takip etmek |
force | fors | zorlamak, güç kullanmak |
forbid | for-bid | yasaklamak |
forget | for-get | unutmak |
forgive | for-giv | affetmek |
freeze | fı-riiz | dondurmak, donmak |
get | get | almak, elde etmek |
give | giv | vermek |
go | go | gitmek |
grow | gı-rov | büyümek |
hang | heng | asmak |
have | hev | sahip olmak |
hear | hi-ır | duymak |
help | help | yardım etmek |
hide | hayd | saklanmak |
hit | hit | vurmak, çarpmak |
hold | hold | tutmak, beklemek |
hurt | hört | acımak, acıtmak |
keep | kip | tutmak, saklamak |
know | nov | bilmek |
lay | ley | yatmak, uzanmak |
lead | liid | yönetmek, liderlik etmek |
lean | liin | eğilmek, dayanmak |
leave | liiv | terk etmek |
lend | lend | borç vermek, ödünç vermek |
let | let | izin vermek |
lie | lay | yalan söylemek, yatmak |
like | layk | beğenmek |
live | liv | yaşamak |
look | luk | bakmak |
lose | luus | kaybetmek |
make | meyk | yapmak |
manage | me-nıc | yönetmek, idare etmek |
mark | mark | işaretlemek |
matter | me-tır | önem taşımak, önemli olmak |
may | mey | mümkün kılmak, yapabilmek |
mean | miin | kastetmek, niyet etmek |
meet | miit | buluşmak |
mention | men-şın | bahsetmek |
mind | maynd | önemsemek, aldırmak |
miss | mis | kaçırmak, özlemek |
move | muv | hareket etmek, taşınmak |
need | niid | ihtiyaç duymak |
notice | no-tis | fark etmek, |
obtain | ob-teyn | edinmek, temin etmek |
occur | o-kür | belirmek, vuku bulmak |
offer | o-fır | teklif etmek |
open | o-pın | açmak |
order | or-dır | emir vermek |
own | ovn | sahip olmak |
pass | pes | pas geçmek, ihmal etmek |
pay | pey | ödemek |
perform | pör-form | sahnelemek |
pick | pik | seçmek |
place | pı-leys | yerleştirmek |
plan | pı-len | plan yapmak |
play | pı-ley | oynamak |
put | put | koymak, yerleştirmek |
quit | ku-it | bırakmak, vazgeçmek |
reach | riiç | erişmek, ulaşmak |
read | riid | okumak |
realize | ri-ı-layz | farkına varmak, fark etmek |
receive | ri-siiv | almak, teslim almak |
recognize | re-kıg-nayz | tanımak |
record | ri-kord | kaydetmek |
reduce | re-duğs | miktarını azaltmak, düşürmek |
reflect | rif-lekt | yansıtmak |
refuse | re-füz | reddetmek, geri çevirmek |
regard | ri-gard | saymak |
release | rı-lis | serbest bırakmak |
remain | ri-meyn | arta kalmak |
remember | ri-mem-bır | hatırlamak |
remove | ri-muv | kaldırmak, sökmek, gidermek |
repeat | ri-piit | tekrarlamak |
replace | ri-pı-leys | yer değiştirmek |
reply | rip-lay | cevap vermek |
report | ri-port | ihbar etmek, bildirmek |
represent | ri-pı-ri-zent | temsil etmek |
require | ri-ku-a-yır | gerekmek, ihtiyacı olmak |
rest | rest | dinlenmek, geri çekilmek |
return | ri-törn | geri dönmek |
reveal | ri-vi-ıl | ortaya çıkarmak |
ring | ring | (telefon ya da zil) çalmak |
rise | rayz | doğmak, yükselmek |
roll | rol | yuvarlamak |
run | ran | koşmak, işletmek |
say | sey | söylemek |
see | si | görmek |
seem | siim | görünmek |
sell | sel | satmak |
send | send | göndermek |
set | set | ayarlamak, kurmak |
settle | se-tıl | razı olmak, yerleşmek |
shake | şeyk | sallamak |
shine | şayn | parlamak |
shoe | şuu | nallamak |
shoot | şuut | vurmak, film çekmek |
show | şov | göstermek |
shrink | şı-rink | küçülmek |
shut | şat | kapatmak |
sing | sing | şarkı söylemek |
sink | sink | batmak |
sit | sit | oturmak |
ski | sı-ki | kayak yapmak |
slap | sı-lep | tokatlamak |
slay | sı-ley | katletmek |
slice | sı-lays | doğramak |
slide | sı-layd | kaymak |
slip | sı-lip | kaydırmak, kayarak gitmek |
sleep | sı-liip | uyumak |
speak | sı-piik | konuşmak |
spend | si-pend | harcamak |
spill | si-pil | tükürmek |
spread | sı-pi-red | yaymak |
stand | sı-tend | ayakta durmak |
start | sı-tart | başlamak |
steal | sı-ti-ıl | çalmak, yürütmek |
stick | sı-tik | yapışmak |
sting | sı-ting | batmak, canını yakmak |
stink | sı-tink | kokuşmak |
swear | sı-ve-ır | küfretmek, yemin etmek |
sweep | sı-viip | süpürmek |
swim | sı-vim | yüzmek |
swing | sı-ving | sallanmak |
take | teyk | almak |
talk | tolk | konuşmak |
teach | tiiç | öğretmek |
tear | te-ır | yırtmak |
tell | tel | söylemek |
think | tink | düşünmek |
throw | tı-rov | fırlatmak |
touch | ta-uç | dokunmak |
train | tı-reyn | eğitmek |
travel | tı-re-vıl | yolculuk yapmak, seyahat etmek |
treat | tı-riit | tedavi etmek, davranmak |
try | tı-ray | denemek |
turn | törn | dönmek |
understand | an-dır-sı-tend | anlamak |
use | yuuz | kullanmak |
visit | vi-zit | ziyaret etmek |
vote | vo-ot | oy vermek |
wait | veyt | beklemek |
walk | volk | yürümek |
wake | veyk | uyanmak |
want | vant | istemek |
warn | vorn | uyarmak |
wear | ve-ır | giymek |
win | vin | kazanmak |
wish | viş | dilemek |
work | vörk | çalışmak |
worry | vöri | endişelenmek, merak etmek |
write | rayt | yazmak |
Fiillerin yalın halinin verildiği liste sayesinde birtakım gramer yapılarını kolayca kullanabileceksiniz.
Örneğin;
“can, will, should, would, could, may, must” gibi destekleyici eylemlerden sonra İngilizce fiillerin sade hali kullanılır.
I can come tonight. (Bu gece gelebilirim.)
I must write this down. (Bunu mutlaka yazmalıyım.)
I will wear a white dress. (Beyaz bir elbise giyeceğim.)
ya da
Geniş zaman diye tabir ettiğimiz “Simple Present Tense”de fiillerin yine yalın hali kullanılır.
I work everyday. (Her gün çalışırım.)
I always win at Blackjack. (Blackjack’te hep kazanırım.)
I think about her all the time. (Her zaman onu düşünürüm.)
Bunları iyice öğrendikten sonra, diğer zaman eklerine ve fiillerin cümle içinde nasıl değiştiğine dair çalışmalarınıza devam edebilirsiniz.
Bunun için, yazılarımızı takip etmeyi sakın unutmayın!