Ülkemizin en büyük sera gazı kaynağı nedir

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında 2018 yılına ait “İstatistiklerle Çevre” raporunu yayımladı. 

Rapora göre 2018 yılındaki gerçekleşen sera gazı emisyonu, 520,9 milyon ton karbondioksit eşdeğeri olarak hesaplandı. 

Bu miktar, istatistiğin ilk açıklandığı 1990’da 291,4 milyon tondu. 1998’e gelindiğinde 280,3 milyon ton karbondioksit eşdeğerine ulaştı. 

2008 yılında toplam sera gazı emisyonu 387,6 milyon ton, 2016’da 496,1 milyon tondu. 

Kişi başı emisyon neredeyse ikiye katlandı 

Türkiye'de 2018 yılı için kişi başı CO2 eşdeğer emisyonu 6,4 ton, sera gazı emisyonu yoğunluğu ise karbondioksit eşdeğerin gayrisafi yurtiçi hasıladaki payı ise 0,14. 

1990 yılında kişi başına düşen emisyon miktarı yıllık 3,8 ton seviyesindeyken, bu miktar 2008’de 5,46, 2016’da ise 6,3 tona kadar çıktı. Yani 28 yıllık artış yüzde 68, 20 yıllık artış ise yüzde 18. 

Enerjinin payı yüzde 70’in üzerinde

2008 yılı emisyonlarında CO2 eşdeğeri olarak en büyük payı yüzde 74,1 ile enerji kaynaklı emisyonlar aldı ve bunu sırasıyla yüzde 10,6 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı, yüzde 10,6 ile tarımsal faaliyetler ve yüzde 4,7 ile atık takip etti. 

2018 yılı emisyonlarında ise CO2 eşdeğeri olarak en büyük payı yüzde 71,6 ile enerji kaynaklı emisyonlar, yüzde 12,5 ile tarımsal faaliyetler, yüzde 12,5 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı ve yüzde 3,4 ile atık aldı. 

Sera gazı emisyonu nedir?

Karbondioksit (CO2), metan (CH4), diazotmonoksit (N2O) ve F-gazları (florlu gazlar) ile dolaylı sera gazları olan azotoksitler (NOx), metan dışı uçucu organik bileşikler (NMVOC) ve karbonmonoksit (CO) sera gazları olarak kabul ediliyor. 

Sera gazları, güneşin zararlı ışınlarının yerküreden geri yansımasına engel oluyorlar. Zira bu gazlar, atmosferde tuttuklarıışınlar nedeniyle sıcaklığı artırıyor ve sera gazı etkisiyle küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açıyor. 

Türkiye’nin hedefi yüzde 21 azaltmak 

Dünya geneline bakıldığında ise sera gazı emisyonunun azaltılmasında en iyi performansı Lihtenştayn (0,2 milyon ton CO2), Malta (2,2 milyon ton CO2) ve İzlanda (4,9 milyon ton CO2) gösterdi. 

Türkiye’ye en yakın ülkeler ise sırasıyla İtalya (427,5 milyon ton CO2), Fransa (452,2 milyon ton CO2) ve İngiltere (465,9 milyon ton CO2). 

Türkiye, 2015’teki BM İklim Değişikliği 21. Taraflar Konferansı öncesinde sera gazı azaltım hedeflerini belirlemişti. 

Ulusal Katkı Beyanı Planı’na göre Türkiye, 2030’a kadar sera gazı emisyonunu azaltma yönünde hiçbir önlem alınmadığı senaryoya göre (referans senaryo) beklenen sera gazı emisyon artışını, alacağı önlemler dahilinde beklenenden yüzde 21 daha az bir seviyeye indirmeyi hedefliyor.

OECD raporuna göre, Türkiye'nin sera gazı emisyonu 2005-2016 döneminde yüzde 49 artarken, aynı dönemde OECD bölgesi genelinde yüzde 8'lik düşüş gerçekleşti.

Termik santrallerin “tehlikeli atığı” iki yıl boyunca “gizli bilgi” 

İmalat sanayi işyerleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri, maden işletmeleri ve sağlık kuruluşları 2010 yılında 3,4 milyon tonu tehlikeli olmak üzere 37,1 milyon ton atık oluştururken 2018 yılında 15,1 milyon tonu tehlikeli olmak üzere 66,8 milyon ton atık oluşturdu. 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2010-2018 yıllarına ait “Sektörlere göre oluşan atık miktarı” raporuna göre en fazla atığa sahip ülkeler imalat sanayi işyerleri, termik santraller ve maden işletmeleri. 

Bunlardan 2010’daki toplam atık miktarı 18 milyon 748 bin ton olan termik santrallerin “tehlikeli atık miktarı” “gizli bilgi olarak” tanımlanarak belirtilmemiş. Aynı durum 2016’da da yaşanmış. 

Dört yıl önce toplamda 19 milyon 477 bin ton atık bırakan termik santrallerin, tehlikeli atıklarının bilgisi bu yıl da yok. 

2018’e gelindiğinde bu sektörün toplam atık miktarı 26 milyon 127 bin ton. Tehlikeli atık miktarı ise 14 bin ton. 

2018’in en fazla atık bırakan ikinci sektörü imalatın toplam atık miktarı ise 22 milyon 881 bin ton. Tehlikeli atığı 3 milyon 677 bin ton.

Independent Türkçe 

  • PDF

Sayfa Son değiştirilme 23.11.2020

İklim değişikliği şu anda meydana gelmektedir: sıcaklıklar yükseliyor, yağış döngüleri değişiyor, buzullar ve karlar erimekte ve tüm dünyada ortalama deniz seviyesi yükselmektedir. Isınmanın büyük bir kısmı büyük olasılıkla, insan faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonların bir sonucu olarak atmosferik sera gazı konsantrasyonlarında gözlenen artıştan kaynaklanmaktadır. İklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için, bu emisyonları azaltmamız veya önlememiz gerekir.

İklim değişikliğinin en ciddi etkilerini önlemek için, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (UNFCCC) üye olan ülkeler, sanayi öncesi dönemlerinden bu yana devam etmekte olan küresel ortalama sıcaklık artışını 2 ° C'nin altına düşürmeyi kabul ettiler. Bu amaca ulaşmak için, küresel sera gazı emisyonlarının mümkün olan en kısa sürede zirveye ulaşması ve bundan sonra hızla azalması gerekmektedir. Bu yüzyılın sonunda karbonsuz yaşama geçmeden önce, 1990 yılının seviyesiyle karşılaştırıldığında, küresel emisyonlar 2050 yılına dek % 50 oranında azaltılmalıdır. AB, UNFCCC'nin amacını desteklemektedir ve 2050'ye kadar, 1990 yılı seviyelerine göre sera gazı emisyonlarını % 80-95 oranında azaltmayı hedeflemektedir. Yüksek miktardaki bu azaltma seviyeleri, gelişmekte olan ülkelerden de  ihtiyaç duyulan düşük miktarlı azaltımları da hesaba katmaktadır.

Giriş

Sera gazları hem doğal süreçler hem de insani faaliyetler aracılığıyla salınmaktadır. Atmosferdeki en önemli doğal sera gazı su buharıdır. Bununla birlikte, insani faaliyetler büyük miktarda sera gazı salınmasına neden olarak bu gazların atmosferik konsantrasyonlarını arttırmakta ve bu da sera etkisini arttırarak iklimi ısıtmaktadır. İnsan kaynaklı sera gazlarının başlıca kaynakları şunlardır:

  • fosil yakıtların (kömür, petrol ve gaz) elektrik üretimi, ulaşım, endüstri ve evlerde kullanılmak üzere yakılması (CO2);
  • Tarım (CH4) ve ormansızlaşma (CO2) gibi arazi kullanımı değişiklikleri;
  • atıkların araziye doldurulması (CH4);
  • endüstriyel florlu gazların kullanımı.

AB politikaları

Çeşitli AB girişimleri sera gazı emisyonlarını azaltmayı hedeflemektedir. Avrupa Birliği, Kyoto Protokolü kapsamında 2008-2012 yılları arasında hedeflerine ulaştıktan sonra, 2020 yılına kadar 1990 seviyelerinin %20 altındaki bir sera gazı emisyon azaltma hedefini benimsedi. Avrupa 2020 Stratejisi kapsamında ana hedeflerden biri olan bu hedefe ulaşmak için AB Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) için AB düzeyinde bir sınır belirlenmiş ve ETS kapsamında olmayan emisyonlar için tek tek her ülkenin hedefleri Çaba Paylaşımı Kararı altında belirlenmiştir. Aynı zamanda, AB, rüzgar, güneş, hidro ve biyokütle gibi yenilenebilir enerjinin kullanımını artırmak ve geniş bir yelpazedeki ekipman ve ev aletlerinin enerji verimliliğini artırmak için mevzuat  uygulamaya koymuştur. AB ayrıca, enerji santralleri ve diğer büyük tesisler tarafından yayılan  CO2'yi yakalamak ve depolamak için karbon yakalama ve depolama teknolojilerinin geliştirilmesini de desteklemeyi amaçlıyor.

İklim ve enerji politikaları çerçevesinin bir parçası olarak AB, 2030 yılına kadar AB topraklarının emisyonlarını 1990 düzeylerinin en az % 40 altına çekmeyi taahhüt etmiştir. Bu bağlayıcı bir hedeftir. Avrupa'nın, güvenli, ekonomik ve iklim dostu enerji sağlamasını amaçlayan Avrupa Enerji Birliği'nin de hedefi aynıdır.

AÇA faaliyetleri

Avrupa'daki iklim değişikliği hakkında bilgi sağlayarak, AÇA, iklim değişikliğinin hafifletilmesi için AB mevzuatının uygulanmasını, AB politikalarının değerlendirilmesini ve iklim değişikliğinin hafifletilmesi için uzun vadeli stratejilerin geliştirilmesini desteklemektedir. AÇA bilgileri - veriler, göstergeler, değerlendirmeler ve projeksiyonlar - Avrupa'daki sera gazı emisyon eğilimleri, projeksiyonları ve politikaları ve önlemleri üzerine odaklanmaktadır.

AÇA, Avrupa Komisyonu (İklim Değişikliği Eylem Merkezi, DG Ortak Araştırma Merkezi, DG Eurostat), İklim Değişikliği Etkileri Üzerine Avrupa Konu Merkezi, zayıf noktalar ve uyum (ETC / CCA) ve AÇA'nın ülke ağı (Eionet) uzmanları ile yakın bir işbirliği içinde çalışmaktadır.

Temel faaliyetler ve ürünler arasında, Avrupa Birliği sera gazı envanterinin yıllık derlemesi ve yayınlanması ile AB ve Avrupa ülkelerinin iklim ve enerji hedeflerine yönelik ilerlemesinin yıllık değerlendirilmesi bulunmaktadır.

AÇA, sera gazı emisyonlarıyla ilgili Avrupa veri merkezidir. Aynı zamanda iklim değişikliği azaltma politikaları ve önlemleri üzerine bir veri tabanı bulunmaktadır.

İlgili bağlantılar

İklim Değişikliği Üzerine Hükümetlerarası Panel

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

İklim Eylem Planı için Avrupa Komisyonu Genel Direktörlüğü

Avrupa Hava Kirliliğini ve İklim Değişimini Azaltma Konu Merkezi (ETC/ACM)

Geographic coverage

Europe

Topics

Sera gazı kaynağı nedir?

İnsan kaynaklı sera gazlarının başlıca kaynakları şunlardır: fosil yakıtların (kömür, petrol ve gaz) elektrik üretimi, ulaşım, endüstri ve evlerde kullanılmak üzere yakılması (CO2); Tarım (CH4) ve ormansızlaşma (CO2) gibi arazi kullanımı değişiklikleri; atıkların araziye doldurulması (CH4);

Sera gazı salınımı en çok hangi sektörde?

Toplam sera gazı emisyonlarında 2019 yılında CO2 eşd. olarak en büyük payı %72 ile enerji kaynaklı emisyonlar alırken bunu sırasıyla %13,4 ile tarım, %11,2 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı ve %3,4 ile atık sektörü takip etti.

En etkili sera gazı nedir?

Atmosferdeki en etkin sera gazı sudur. Ayrıca karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve ozon (O3) gazları da sera etkisine önemli katkıda bulunur. Çağımızın en önemli sorunlarından biri olan küresel ısınmanın en önemli nedeninin bir sera gazı olan karbondioksitin atmosferdeki miktarında yaşanan artış olduğu düşünülüyor.

Sera gazları hangileri?

Su buharı (H2O), karbondioksit (CO2), nitröz oksit (N2O), metan (CH4) ve ozon (O3) başlıca sera gazlarıdır. Sera gazları olmadan, Dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığı mevcut ortalama olan 15 °C yerine yaklaşık -18 °C olurdu.