Kemik kanseri kan tahlilinde belli olur mu

Kemik kanseri kan tahlilinde belli olur mu

Son zamanlarda kanser korkusu ve kaygısı taşıyan hastalarla daha çok karşılaşıyorum. Hemen hepsi kan testleriyle kanser olup olmadığını öğrenmek istiyor. Bir şekilde kanda bakılan bazı maddelerin kanserin göstergesi olduğu okumuşlar ya da duymuşlar. Hatta bazıları ellerinde sonuçlarla gelip sonuçların ne anlama geldiğini soruyor. Daha önce kanser tanısı almış bazı hastalar ise bu testlerin neden istendiğini merak ediyor, kan değerlerindeki değişikliğin anlamını öğrenmek istiyor. Bu kısa yazıyı, en sık kullanılan tümör markerları (CEA, CA 125, CA 15.3, CA 19.9) hakkındaki bazı sorulara yanıt olabilmesi amacıyla hazırladım. Faydalı olmasını dilerim.

“Tumor marker” (tümör belirteci) nedir?

Bu maddeler kanda, idrarda, dışkıda, vücut sıvılarında (“circulating tumor markers”) veya dokuda (“tissue tumor markers”) bulunan ve kanser varlığında miktarı yükselen biyolojik belirteçlerdir.

Tümör markerları (-markır olarak okunur) kanserli dokunun kendisi veya normal hücreler tarafından üretilebilir. Pek çok kanser için çok sayıda tümör belirteci tanımlanmıştır. Her birinin kullanım alanı diğerinden farklıdır. Bazı markerlar tek bir kansere özgülse de çoğu farklı kanser tipleri ile de ilişkilidir.  İdeal marker küçük tümörlerde erken tanı koyabilecek kadar duyarlı ve o kanser tipine özgül olmalıdır. Ne yazık ki bu koşulları sağlayan ve ideal olarak tanımlanan bir marker henüz bulunmamaktadır.

Tümör markerları kanda, vücut sıvılarında ya da kanserli dokunun kendisinde bakılabilir.

Dolaşımdaki tümör markerları (circulating tumor markers) en sık kanda bakılır. Bunun dışında idrarda ve vücut sıvılarında da ölçülebilir. (Ör: CEA, CA 15.3, CA 19.9, CA 125, kalsitonin, vb) Aslında klinikte en sık kullanılan markerlar bunlardır.

Dolaşımdaki tümör markerları kanser tedavisinde nasıl kullanılır?

  • Prognozu öngörmek (hastalığın gidişatını tahmin etmek)
  • Tedaviden sonra kalan kanser miktarını tahmin etmek veya tedavi sonrasında nüks eden hastalığı belirlemek
  • Cerrahi, kemoterapi veya radyoterapi sonrasında tedaviye yanıtı belirlemek
  • Kanserin tedaviye direnç geliştirip geliştirmediği belirlemek

Doku tümör markerları biyopsi ya da cerrahi sırasında tümörlü dokuda bakılan belirteçlerdir. (Ör: Meme kanserinde kullanılan Östrojen reseptörü (ER), Progesteron reseptörü (PR), veya akciğer kanserinde kullanılan EGFR, PD-L1, vb)

Doku tümör markerları kanser tedavisinde nasıl kullanılır?

  • Prognozu öngörmek (hastalığın gidişatını tahmin etmek)
  • Tanı koymak, hastalığı evrelemek veya sınıflamak
  • Uygun tedaviyi belirlemek (Akıllı ilaçlar “targeted therapy”)

Tümör markerları kanser taramasında kullanılır mı?

Tümör markerları tedaviye yanıtı belirlemek, hastalığın seyrini takip etmek ya da tedaviyi seçmek gibi durumlarda başarılı şekilde kullanılmasına rağmen, tarama için yani kişinin kanser olup olmadığının saptanması için kullanılmaz. Kan testlerinde bir veya birden fazla markerın yüksek saptanması kişinin mutlaka kanser olduğu anlamına gelmez. Bazen sigara içen kişilerde, kanser olmayan iyi huylu durumlarda da markerlar yüksek bulunabilir. Böyle durumlarda kanser olup olmadığının belirlenmesi çok sayıda gereksiz testin yapılması, psikolojik, fizyolojik ve maddi yük ile sonuçlanır. Ayrıca kanser markerlarının normal bulunması kişide kanser olmadığının göstergesi değildir. Örneğin erken evre meme kanserinde pek çok hastanın CA 15.3 değerleri normal sınırlardadır.

Kanser tedavisi gören hastalar için durum ise hastaya ve hastalığa özel olarak değerlendirilmelidir ve bu değerlendirme sadece hastayı takip eden doktor tarafından yapılmalıdır. Hastanın kendisini veya sonuçlarını başka bir hasta ile kıyaslaması yanlış çıkarımlara neden olabilir. Hasta merak ettiklerini doktoruna sormalı ve ondan bilgi almalıdır.

Kandaki tümör markerlarının yüksek çıkması ne anlama gelir?

Herhangi bir markerın tek bir ölçümde yüksek çıkması çok belirleyici değildir. Belirli aralıklar ile farklı zamanlarda ölçüm yapılması ve bu sonuçların hastanın durumu, diğer test ve görüntüleme yöntemleri ile bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca markerın ne kadar sürede hangi ölçüde yükseldiği de önemlidir. Bu değerlendirmeyi hastayı takip eden hekim yapar.

Tümör markerları rastgele ve isteğe bağlı bakılacak testler değildir. Hangi markerın ne zaman ve nasıl kullanılması gerektiği konusunda yönergeler mevcuttur.

ASCO (The American Society of Clinical Oncology) bazı kanser türlerinde (meme kanseri, akciğer kanseri, kolorektal kanserler gibi) markerların klinik kullanımına ilişkin kurallar yayınlamıştır. (Detaylı bilgi için https://www.asco.org/research-guidelines/quality-guidelines/guidelines/assays-and-predictive-markers)

Klinik pratikte en çok kullanılan ve merak edilen bazı kanser markerları şunlardır:

CEA (karsinoembriyonik antijen) (“carcinoembryonic antigen”) nedir?

Anne karnındaki bebeğin mide bağırsak sistemi hücreleri üzerinde bulunan bir glikoproteindir. İnsan erişkin olunca bu maddenin kan düzeyleri çok düşük seviyelere inmektedir. Klinik pratikte en sık kullanılan markerdir.

CEA özellikle kalın bağırsak kanserleriyle ilişkilidir. Kalın bağırsak kanseri dışında mide, pankreas, akciğer, tiroid medüller karsinomu gibi diğer kanser türlerinde de artabilir. İnflamatuar bağırsak hastalıkları (ülseratif kolit, Crohn hastalığı), pankreatit, siroz, sigara ve bazı iyi huylu tümörler de CEA yüksekliğine neden olabilen kanser dışı nedenlerdir.

CEA kanser tanısı konulmuş hastalarda prognozu (hastalığın gidişatını) tahmin etmek, tedaviye yanıtı takip etmek ve nüks olasılığını değerlendirmek için kullanılır. Tedavi sırasında dalgalanmalar olabilir. Bu nedenle ölçümlerin seri olarak yapılması ve diğer belirti ve tetkiklerle birlikte hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir.

CA 125 (kanser antijeni 125) (“cancer antigen 125”) nedir?

CA125 özellikle yumurtalık kanseri hücrelerinin yüzeyinde bulunan bir glikoproteindir. Yumurtalık kanserinin tedavisi sonrasında tedaviye yanıtı değerlendirmek ve hastalığın nüks edip etmediğini belirlemek için kullanılır. Özellikle karın alt kısımdaki üreme organları kaynaklı olduğu düşünülen kitlelerin kötü veya iyi huylu olduğunun belirlenmesinde CA 125’ten faydalanılır. Ancak bu karar sadece CA 125 düzeyine bakarak verilmez.

CA 125 pankreas, rahim duvarı ve yumurtalık tüpü kanserinde, kalın bağırsak kanserlerinde, akciğer kanseri gibi diğer bazı kanserlerde yükselebilir. Ayrıca siroz, endometriozis (çikolata kistleri), konjestif kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, lupus gibi kanser dışı nedenlerde de artış görülebilir.

CA 125 değerinin yüksek olması hastada kanser varlığı anlamına gelmediği gibi, normal olması da hastalık olmadığını anlamına gelmez. Bu nedenle testlerin belirli aralıklar ile tekrarlanması ve hastanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir.

CA 15-3 (kanser antijeni 15-3) (“cancer antigen 15-3”) nedir?

CA 15-3 özellikle meme kanseri hücrelerinin yüzeyinde bulunan bir glikoproteindir. Meme kanserinde tümörün evresi ve boyutu ile orantılı olduğu bilinmektedir. Bu marker özellikle metastatik meme kanserinde tedaviye yanıtı değerlendirmek ve nüks takibi için kullanılır. Duyarlılığı düşük olduğu için meme kanseri taramasında kullanılmaz. Meme kanseri taramasında kullanılan şu anda kabul edilen altın standart yöntem mamografidir.

CA 15-3 meme kanseri dışında akciğer, kalın bağırsak, pankreas, karaciğer, yumurtalık, rahim ağzı ve rahim duvarı kanserleri gibi diğer kanserlerde de yükselebilir. Siroz gibi kanser dışı nedenler de CA 15-3 yüksekliğine neden olabilir.

CA 19-9 (karbohidrat antijeni 19-9) (“carbohydrate antigen 19-9) nedir?

CA 19-9 özellikle pankreas ve safra yolları kanserleri ile ilişkili olan bir antijendir. Ayrıca kalın bağırsak, mide, akciğer, karaciğer, yemek borusu ve yumurtalık kanserlerinde de artış görülebilir.

CA 19-9’un artmasına neden olan kanser dışı nedenler arasında karaciğer-safra yolları enfeksiyonları, siroz, zatürre (pnömoni), böbrek yetmezliği ve lupus sayılabilir.

CA 19-9 diğer markerlardan farklı olarak bir tetrasakkarittir ve Lewis A antijenin (kan grubu antijeni) siyalikleşmiş formudur. Bu nedenle kanında A antijeni taşımayan kişilerde tümörler çok büyük olsa bile bu marker yükselmez.

CA 19-9 pankreas kanserinde tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde ve hastalığın nüksünün takibinde kullanılmaktadır. Bazen pankreasta kitle saptanması durumunda kitlenin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunun belirlenmesinde faydalıdır.

ASCO (The American Society of Clinical Oncology) CA 19-9’un kanser taramasında kullanılmasını önermemektedir.

Bu yazıda bahsedilen CEA, CA 125, CA 15-3 ve CA 19-9 dışında kırktan fazla tümör markerı mevcuttur. İdeal tümör markerını bulma yolunda araştırmalar devam etmektedir.

Meme kanserinde kullanılan diğer doku tümör markerları ve tedaviye etkisini merak ediyorsanız https://drdenizboler.com/meme-kanseri/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Kaynaklar:

  1. https://www.asco.org/research-guidelines/quality-guidelines/guidelines/assays-and-predictive-markers
  2. https://www.cancer.gov/about-cancer/diagnosis-staging/diagnosis/tumor-markers-fact-sheet
  3. Catharine M. Sturgeon, Tumour markers in Clinical Biochemistry: Metabolic and Clinical Aspects (Third Edition), 2014
  4. Tumor markers: myths and facts unfolded. Faria SC, Sagebiel T, Patnana M, Cox V, Viswanathan C, Lall C, Qayyum A, Bhosale PR.Abdom Radiol (NY). 2019 Apr;44(4):1575-1600. doi: 10.1007/s00261-018-1845-0.

Kemik kanseri hangi kan tahlilinde çıkar?

Tam Kan Sayımı (CBC). Bu sık kullanılan kan testi kan örneğinizdeki çeşitli kan hücre türlerinin miktarını ölçer. Bir kan hücresi türü çok düşük veya çok yüksek miktarda bulunuyorsa veya anormal hücreler belirlenirse, bu test yapılarak kan kanserleri belirlenebilir.

Kemik iliği kanseri kan testinde çıkar mı?

Tanı Yöntemleri Periferik yayma testinde kan hücreleri mikrokop altında incelenir. Bu testlerde anormal kan hücresi varsa lösemi tanısı konur. Ancak lösemi kemik iliğinden kaynaklanan bir kanser olduğundan kesin tanı kemik iliğinin alınıp patoloji, genetik ve akım sitometri laboratuvarındaki incelenmesi ile konur.

Kemik kanseri nasıl belli olur?

Kemik tümörlerinin en yaygın iki belirtisi tümörden etkilen kemiklerde; ağrı ve şişlik ile yine tümörden etkilenen kemiklerde kırık oluşumudur. Kemikte ağrı ve şişlik: Genelde kemik tümörü olan hastalar önceleri aktivite ile başlayan ama zamanla istirahatte de ortaya çıkabilen ağrı ile hekime başvururlar.

Kan tahlilinden kanser nasıl anlaşılır?

Tam Kan Sayımı: Hemogram veya CBC olarak ta bilinen tam kan sayımı testi; tümör, enfeksiyon, lösemi (kan kanseri) ve pek çok kanser türüne tanı koyabilmek için yapılan kolay, pratik ve güvenilir bir testtir. Hemogram testi ile kan hücrelerinin sayısı ve niteliği incelenerek anormal durumlar saptanabilir.