Hodgkin lenfoma, immun sistemin bir parçası olan ve lenfosit adı verilen beyaz kan hücrelerinden kaynaklanan lenf dokusunun bir çeşit kanseridir. Lenfositler vücutta enfeksiyonlarla ve diğer hastalıklara karşı savaşan hücrelerdir. Show
HL adını bu hastalığı ilk kez tarif eden Thomas Hodgkin'den almıştır. Eskiden Hodgkin hastalığı olarak da isimlendirilmekteydi. Nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Her yaşta görülmekle beraber daha çok genç erişkinlerde ortaya çıkar. Ülkemizdeki sıklığı bilinmemekle beraber Avrupa’da her 100.000 kişi arasında 2-3 kişide bu hastalık ortaya çıkmaktadır. Hodgkin lenfoma lenf dokusunun olduğu hemen herhangi bir yerde ortaya çıkabilir. Genellikle ilk olarak, göğüs ve karını ayıran ince bir kas olan diaframın üstündeki tek bir lenf bezinde veya lenf bezi grubunda görülür. Bu hastalıkta bir B-lenfositinden kaynağını alan, Reed-Sternberg hücresi adı verilen anormal hücreler vardır. Hodgkin lenfomada risk faktörleri nelerdir?Bir hastalığa yakalanmanızı kolaylaştıran faktörlere risk faktörleri denir. Bir risk faktörü taşıyor olmanız sizin o kansere yakalanacağınız anlamına gelmeyeceği gibi herhangi bir risk faktörü taşımadığınız halde bile o kansere yakalanabilirsiniz. Hastalık her yaşta görülebilse de gençlerde veya geç erişkinlikte ortaya çıkma ihtimali daha fazladır. Erkeklerde daha sıktır. Doğumsal bağışıklık sistemi hastalıklarından birinin mevcudiyeti mesela hipogammaglobulinemi, Wiskott -Aldrich sendromu gibi hastalıklar, Epstein Barr virüsü veya HIV(insan immun yetmezlik virüsü) ile meydana gelen enfeksiyonlar (AIDS-edinsel immun yetmezlik sendromu) olması. romatoid artrit, psöriazis, Sjögren sendromu gibi otoimmun bazı hastalıklar (vücudun savunma sisteminin kendi hücrelerini tanıyamayıp kendine zarar verdiği bir grup hastalık), bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların kullanılıyor olması, organ nakli geçiren hastalar, birinci derece akrabalarda özellikle kız ve erkek kardeşlerde Hodgkin lenfoma geçirmiş olma öyküsü bu hastalık için risk faktörleridir. Hastalık bulaşıcı değildir. Hodgkin lenfomada hastalık belirtileri nelerdir?Hodgkin lenfoma %90 olguda çevresel lenf düğümlerinde büyüme ile ortaya çıkar. Sıklıkla karşımıza çıkan hastalık belirtileri; Boyun, koltuk altı veya kasıkta
büyümüş, ağrısız, lastik kıvamında lenf düğümleri, Ancak bu bulguların HL'da olabildiği gibi birçok başka hastalıkta da bulunabileceği unutulmamalıdır. Çoğunlukla da bu semptomlar kansere bağlı değildir. Enfeksiyonlar veya diğer sağlık problemleri de bu semptomlara neden olabilir. Bu belirtileri olan ve geçmeyen kişiler bir hekime başvurmalıdırlar. HL’da tanı yöntemleri nelerdir?
Hastalığın prognozu nedir?Prognoz iyileşme şansı demektir. Hastalığın nasıl seyredeceğinin öngörüsüdür. Hodgkin lenfoma'da;
gibi prognozu belirleyen bir takım faktörler vardır. Hodgkin lenfoma tipleri nelerdir?Dünya sağlık örgütüne (WHO) göre Hodgkin lenfomanın iki ana tipi vardır: I-Klasik Hodgkin lenfoma: Hodgkin lenfomalı birçok kişide klasik tip bulunmaktadır. Tipik olarak Reed-Sternberg hücreleri görülmektedir. Bu tip de kendi arasında; 1. Nodüler Sklerozan II-Nodüler lenfosit-baskın Hodgkin lenfoma: Bu Hodgkin lenfomanın nadir bir tipidir. Hastaların çok büyük bir kısmına erken evrede tanı konmaktadır. Özellikle çevresel lenf düğümlerinden başlar. Klinik seyir, prognoz ve yaşam süresi, diğer HL tiplerinden daha iyidir. Hodgkin lenfoma evrelemesi nasıldır?Bir kanserin vücuttaki yaygınlığını tanımlamak için evre kelimesini kullanırız. Fizik muayene ve akciğer grafisi ile hastaların yaklaşık %90’ı evre I veya II olarak değerlendirilmektedir. Tüm evreleme işlemleri tamamlandıktan sonra ise %60'ının ileri evrede (Evre 3-4) olduğu görülmektedir. Bu amaçla aşağıdaki tetkik yöntemlerinden bir veya daha fazlası yapılabilir; Batın ultrasonografisi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR): Lenfomanın evrelendirmesi aşamasında önemli tetkiklerdir. NL'nın evresi hastalığın lenf bezleri veya diğer organ ya da dokularda bulunmasına, hangi alanların tutulduğuna dayanılarak yapılmaktadır; Evre I: Tek bir lenf bezi bölgesi tutulmuştur (boyun veya koltuk altı gibi). Lenfoma hücreleri lenf bezlerinde değilse, dokunun veya organın sadece bir bölümündedir. Evre II: Diyaframın (göğüs boşluğunu karından ayıran ince kasın) üstündeki veya altındaki aynı taraflı en azından iki lenf bezi bölgesinde tutulum vardır veya lenfoma hücreleri bir organın tek bir kısmında ve o organa yakın olan lenf bezlerindedir. Diyaframın aynı tarafında olmak koşulu ile başka lenf bezleri bölgelerinde de lenfoma hücreleri bulunabilir. Evre III: Diyaframın alt ve üstündeki lenf bezleri tutulmuştur. Ayrıca bu lenf bezi gruplarının yakınındaki bir dokunun veya organın bir kısmı da tutulmuş olabilir. Evre IV: Lenf dokularının yanısıra veya bunların dışında bir veya daha fazla organ ya da dokuda yaygın tutulum bulunur . Ayrıca her evre A veya B olarak da ilaveten 2 alt gruba ayrılır; A: Kilo kaybı, gece terlemeleri veya ateş olmaması Hodgkin lenfomanın tedavisi nasıldır?HL evresinin yanında bazı özellikleri ile de iyi ve kötü gidişli gruplara ayrılabilir. Mesela; Hasta erkekse, 45 yaşından büyükse, Albümin değeri düşük(4 g’ın altında), Hemoglobin değeri düşük (10.5 gr/dL'nin altında), Lökosit sayısı artmış (15000/mm3'den fazla), Lenfosit sayısı azalmış (800/mm3'den az) ise kötü prognozlu (kötü gidişatlı), bu bulgular yoksa iyi gidişatlı grup olarak kabul edilir. Hastalığın alt tipine, evresine, hastanın yaşına ve genel durumuna (ilave hastalıkların bulunup bulunmamasına) göre seçilecek 3 tip standart tedavi vardır;
Klasik tip Hodgkin Lenfomada tedavi olup da hastalığı 12 aydan evvel yenileyen (nüks oluşan) hastalarda veya ilk seçim tedaviye dirençli hastalarda hastanın genel durumu uygunsa otolog kök hücre destekli yüksek doz kemoterapi yaklaşımı uygulanır. 12 aydan daha sonra yani geç nüks eden olgularda ise ilk yapılan tedavinin tekrarı ya da otolog kök hücre destekli yüksek doz kemoterapi uygulanır. Yan etkilerinin fazla olması nedeniyle allojenik nakil bu hastalarda ilk seçenek değildir. İkinci ya da daha sonraki nükslerde standart tedavi yaklaşımı yoktur. Uygun donörü bulunan hastalarda allojeneik kök hücre nakli düşünülebilir. Tedavi süresince beslenme ve fiziksel aktivite nasıl olmalı?İyi beslenerek ve olabildiğince aktif kalarak tedavi sürdürülmelidir. İyi bir kiloda devam etmek için doğru miktarda kalori ve yeterli protein alınmalıdır. Bu hastanın direncini yükseltir, dayanıklılığını arttırır. Tedavilerin yan etkilerinden olan bulantı ve kusma, ağızda ve boğazda yaralar olması beslenmeyi bozabilir. Bu konularda uzman kişilerin (hekim, diyetisyen, kemoterapi hemşireleri) tavsiye ve yardımları ile bu durumların üstesinden gelinmeye çalışılmalıdır. Yan etkilere karşı önerilen ilaçlar kullanılır, destek tedavileri uygulanır. Enfeksiyon riskinin yüksek olduğu dönemlerde toplu yaşam bölgelerine girmemek koşulu ile yürüyüş, yoga, yüzme ve diğer aktiviteler direnci arttırabilir. Egzersiz bulantı ve ağrıyı azaltabilir ve tedavinin yapılmasını kolaylaştırır, stresi de azaltabilir. Fiziksel aktiviteler uygun koşullarda, ağrı veya başka problemlere neden olmaksızın yapılacak şekilde, hekime danışılarak seçilebilir. Tedavi sonrası hastanın takip edilmesi önemli midir?Hodgkin lenfoma tedavisinden sonra belirli aralıklarla takip gerekir . Hastalığın hiç bir belirti olmaksızın nüks etme ihtimali vardır. Hastalık nüks ederse bunun zamanında tespit edilmesi ve tedaviye bağlı oluşabilecek yan etkilerin takibi açısından düzenli kontroller önemlidir. Kontrollerde fizik muayene yapılır, kan testleri, akciğer filmleri, BT, MR taramaları veya eğer gerekli görülürse PET (rutin izlemede önerilmez) tetkikleri istenir. Uzun vadede gelişebilecek akciğer, kalp hastalıkları için diğer bazı testler ve boyuna ışın almış ise tiroid fonksiyon testleri istenir. Kaynaklar:Horning SJ. Chapter 99. Hodgkin Lymphoma. Lichtman MA, Kipps TJ, Seligsohn U, Kaushansky K, Prchal JT. Williams Hematology. 8th ed. Hoffman R., Benz E.J., Shattil S.J., Furie B., Silberstein L.E., McGlave P., Heslop H., Hematology Basic Principles and Practice 2009. Türk Hematoloji Derneği European LeukemiaNet American Cancer Society Lenfoma hangi kan tahlilinde belli olur?Hekimler çeşitli kan testleri istemekle beraber esas tanı koydurucu olan lenf bezi biyopsisidir. Biyopsi ile alınan parçada lenfoma hücreleri görülürse tanı konmuş olur. Hastalığın hangi evrede olduğunun anlaşılabilmesi için kemik iliği biyopsisi ve değişik radyolojik tetkikler yapılır.
Lenfoma için kanda hangi değerlere bakılır?En belirgin bulgular olarak lenf bezi, dalak ve karaciğer büyümeleri saptanır. Tam kan sayımı ve biyokimyasal tetkikler: Beyaz kan hücreleri (lökosit), kırmızı kan hücreleri(eritrosit), kan pulcukları denen trombositlerin sayısı, hemoglobin miktarı ölçülür.
Lenfoma kan tahlilinde belli olur mu?Lenf kanserinin kan tahlilinde ortaya çıkmayabileceğini anlatan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı “Hastalık kemik iliğine sıçramadıysa ve yoğun şekilde bu bölgeyi etkilemediyse kan tahlilinde hiçbir şey oluşmayabilir. Kan sayımında tablo tamamen normal olabilir.
Lenf kanseri olduğumu nasıl anlarım?Hodgkin Lenfoma, lenf düğümlerindeki büyümeyle kendini gösterir. Bazı hastalarda Hodgkin Lenfoma belirtileri; kilo kaybı, geceleri terlemesi, tekrarlayan ateş yükselmesi şeklinde görülür. Hastalığın hangi evrede olduğunu saptamak için genellikle bilgisayarlı tomografi ve kemik iliği biyopsisi gerekir.
|